top of page

Okulda Değer ve Ahlak Eğitimi

  • eyüp kirpitci
  • 25 Haz 2017
  • 3 dakikada okunur

Bugün farklı dünya görüşleri ve eğitim anlayışlarına sahip bulunan, ister “gelişmiş” ister “gelişmekte” olsun pek çok ülkeden çok sayıda eğitimci ve sosyolog, modern toplumun sosyal ve ahlâkî değerler açısından çok ciddi problemlerle yüz yüze olduğunu düşünmektedir. Bu sorunların boyutları ülkelere göre farklılık arz etse bile, bu insanların gözlemlerini ve görüşlerini doğrulayan ciddi gelişmeler ve dikkatle izlenmesi gereken önemli örnekler mevcuttur. Ahlaki yozlaşmalar, aile kurumunun zayıflaması, boşanmaların artması, yolsuzluklar, çevre problemlerinin artması ve bu problemlere duyarsız kalınması, çocuklara ve kadınlara karşı işlenen suçlar, bencillik v.s.

Bu gelişmeler karşısında eğitim kurumlarının sessiz kalması beklenemez. Ancak öncelikle bir zamanlar eğitim müfredatının önemli bir parçası olan değer ve erdemler eğitiminin, eğitim programlarında değerini nasıl yitirdiğini sorgulamamız gerekir. Bu sorunun cevabı 19. ve 20. yüzyıl başlarında modern eğitim anlayışının oluşum sürecinde etkili olan pozitivizmin, gerçeklik ve değer arasında radikal bir ayırım yapmasıyla ilişkilidir.[1]Pozitivizme göre bilimsel olarak varlığı ispat edilebilen ve objektif olarak bilinebilen şey, sadece gerçektir. Değerler ise sübjektif duyuların bir ifadesidir ve bilimsel olarak ispatlanamaz. Buna göre de bilinemeyen ve beş duyu organımız ile ispatlanamayan değerler bizim bilgi alanımız dışındadır. Bu sebepledir ki değer ve ahlak eğitimi, modern eğitimin ilgi alanı dışında bırakılmıştır. Pozitivist anlayışla şekillenen modern eğitim ve bilim anlayışına sahip ülkelerde ( Türkiye’de dâhil) “gerçeklik” ve “değer” lerle ilgili birçok konu, birbiriyle çelişir hale getirilmiştir. Bu sebeple, pozitivizmden beslenen modern eğitim, bize insanların neyi tercih ettikleri ve neyi doğru bulduklarını anlatabilmekte, ama neyi tercih etmeleri ya da neyi doğru ve iyi bulmaları gerektiği hususunda yol gösterememektedir. Bu da bizi şu önemli sorunla karşı karşıya bırakmaktadır; hayatı mümkün kılan ve toplum hayatını devam ettiren adalet, merhamet, diğergamlık ve cömertlik gibi temel ahlakî ve toplumsal değerler hangi eğitim anlayışından, hangi kaynaktan ve nasıl beslenecektir? Bu soru, üzerinde düşünülmesi gereken oldukça önemli bir nokta olarak sadece eğitimcilerin değil, gelecek neslin eğitimiyle ilgilenen herkesin önünde durmaktadır.

Herhangi bir faaliyette karşımıza ahlâkî bir tutum çıkıyorsa bu, hareketlerimizi ve davranışları-mızı ahlâkî değerlerin yönlendirdiği anlamına gelir. Ahlâk ve değer ilişkisi, ikisinin de “iyi” peşinde koşmasından kaynaklanır. Ahlâkta daima “iyi” ve “kötü” kategorileri rol oynar. Esasen insanın bu kategorilere sokmadığı anlayış, hareket ve düşünce yok gibidir. Zaten bütünahlâk hükümleri birer değer hükmüdür.[2]

Değer sahibi olmak, değerli olmak demektir. Bireylerin yaşadığı toplumun ortak değerlerine sahip olması toplumların devamı açısından önemlidir. Değerler toplumsal bir sermayedir. Güvenli gelecek için, toplumun devamı için ahlak ilkelerinin, millî, insanî, İslamî ve evrensel değerlerle birlikte bazı temel değerlerin yeni nesle kazandırılması birer zorunluluktur. Bunun için aile içi eğitim, okul ve çevre çok büyük rol oynar. Aile ve okul, çocukları eğitirken onların bencillik duygularından kurtulmalarını sağlamalı, onlara diğergâmlık ve paylaşımcılık duygularını vermesi icab eder. Bunun için çocuklara “Kendini sevdiğin gibi geleceğini ve başkalarını da sev” ilkesinin, sağlıklı akıl yürütme yeteneğinin kazandırılması şarttır. Ama bütün bu değerleri kazandırırken, değerlerin dış ve iç şartlardan dolayı kırılmaya ve aşınmaya maruz kalabileceğini hesaba katmalı, bu kırılma ve aşınmanın çocuklarda ve büyüklerde ruhsal sarsıntılara yol açabileceği gözden ırak tutulmamalıdır. Böylesi bunalımlara, depresyonlara, stresli bir döneme girme halinde çocuğa, gence manevî direnç olarak Allah ile bağlantı kurabilecek manevî ve dinî birikimi vermek

lâzımdır.[3]

Güvenli gelecek için yarışmacı eğitim anlayışından kurtulup, değer sahibi yapıcı ve değer kazandırıcı eğitim anlayışına geçmemiz şarttır.

*Bu makale “Bilgi Denizi” Dergisinin 1. sayısı(Mayıs 2010) için kaleme alınmıştır. **Din Eğitimi Uzmanı, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmeni

[1] Kenan,Seyfi; Modern Eğitimde Değer Arayışları; DEM Dergisi, Yıl 1, sayı1, İstanbul, s.29.

[2] Bolay, Süleyman Hayri; Değerlerimiz ve Günlük Hayat; DEM Dergisi, Yıl 1, Sayı 1,İstanbul, s.15

[3] a.g.m. s.19

留言


Benzeri Yazılar

İLETİŞİM

Tebrikler! Mesajınız alındı.

Eyüp KİRPİTCİ

E-posta: ekirpitci@mynet.com

Adres: Selçuklu Mahmut Sami Ramazanoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi

                       Akıncılar Mahallesi, Çevre Yolu Cd. No:111, 42100 Selçuklu/Konya

© 2023 by "we are here". Proudly created with zahiDKirpitci

bottom of page